McKinsey & Company bugün düzenlediği toplantıda McKinsey Türkiye ve McKinsey Global Enstitüsü iş birliğinde hazırlanan İşimizin Geleceği: Dijital Çağda Türkiye’nin Yetenek Dönüşümü raporunu paylaştı. Raporda otomasyon, yapay zeka ve dijital teknolojilerle birlikte yaşanan değişimin iş gücü üzerindeki etkisi inceleniyor. Toplantıya McKinsey & Company EEMA Bölgesi Yönetici Ortağı Özgür Tanrıkulu, McKinsey & Company Türkiye Ülke Direktörü Can Kendi ve McKinsey & Company Ortağı Pınar Gökler Özsavaşçı katıldı.

Araştırma Metodolojisi

Rapor için 800 meslek ve 2 bin iş aktivitesi 18 yetkinlik bazında analiz edilirken, her bir aktivite için otomasyon potansiyeli de belirlendi. Raporda 3 ayrı senaryo üzerinde çalışıldığını ve raporu oluşturmak için ülke geneline ait ayrıntılı meslek ve maaş bilgilerinden faydalanıldığını da belirtelim. Aynı şekilde rapor oluşturulurken eğitim, enerji, altyaı ve teknoloji ve makro ekonomiyle ilgili Türkiye’ye özgü göstergeleri de içeren zengin bir veri setinden yararlanıldı. 

Ortaya çıkan sonuçlar 46 ülke ile kıyaslanırken, 20’nin üzerinde trendin işler üzerindeki etkisi incelendi. Çalışmanın 15 büyük sektör için detaylandırıldığını da belirtelim. 

Mckinsey’nin paylaştığı verilere göre, dünyada şu anda kullanılan teknolojiler işlerin yüzde 50’sinin otomasyonla yapılmasına olanak sağlayacak nitelikte. Türkiye’de şu an kullanılan teknolojiler ise her 10 meslekten 6’sını yüzde 30 oranında otomatize edebilir durumda. Buradan hareketle yapılan araştırma, Türkiye genelinde ortalam yüzde 20-25’lik bir otomasyona geçiş seviyesini temel alarak geliştirildi. 

Türkiye’nin 2030’daki İş Gücü Projeksiyonu

Araştırmaya göre Türkiye’deki 800 mesleğin sadece yüzde 2’si tamamen ortadan kalkarken, yüzde 60’ın 3’te 1’i ise otomasyon ile dönüşecek. Yani mesleklerdeki aktivitelerin yüzde 30’unun otomatize olacağını söyleyebiliriz. Ancak meslekler ortadan kalkmak yerine otomasyona uyum sağlayarak değişecek.

Çalışma kapsamında günümüzden (29 milyona yakın çalışan) 2030’a kadar referans işgücü ihtiyacının 33,3 milyona geleceği öngörülüyor.

Yeni İşler Doğuyor

Bu esnada otomasyon ve dijitalleşmenin etkisiyke 7.6 milyon iş kaybolarak yeni işlere dönüşebilecek ve 2030 yılına kadar 8.9 milyonluk yeni iş artışı oluşabilecek. Teknolojiyle ilgili alanlar başta olmak üzere tamamı yeni 1.8 milyon iş yaratılabilecek. Bu işlere örnek vermek gerekirse, dijital hizmet tasarımcıları, sürdürülebilir enerji uzmanları, siber güvenlik uzmanları ve yapay zeka destekli sağlık bakım teknisyenleri gibi yeni rollerin yaygınlaşacağını söyleyebiliriz.

Çalışmaya göre, 2030’a kadar 3,1 milyon net iş artışı potansiyeli görüldüğünü ve toplam 36,4 milyonluk bir işgücü ihtiyacı oluşmasının beklendiğini ekleyelim.

 

Yaşanacak değişimin, tüm çalışanları etkileyeceğini söylemekte de fayda var. Çalışmaya göre, 21,1 milyon kişinin mevcut mesleğinde teknolojiden tam olarak yararlanabilmesi için yeni yetkinlikler geliştirmesi gerekecek. Hem yeni yetkinlikler kazanma hem de meslek değişimi nedeniyle otomasyon ve dijitalleşmenin etkisi 7,6 milyon çalışan üzerinde daha fazla hissedilecek.

Bu grup içerisinde 5,6 milyon kişinin farklı yetkinlikler geliştirerek yetkinliklerini değiştirmesi ve 2 milyon kişinin farklı sektörlerde çalışmak ya da yeni meslekler edinmek için yetkinlikler kazanması gerekecek. Bu noktada iş gücüne yeni katılacak olan 7,7 milyon çalışanın gerekli yetkinliklere sahip olması oldukça mühim. 

Yetenek Dönüşümü Hangi Alanlarda Gerçekleşecek? 

Çalışmaya göre, 2030 yılında öngörülen yetenek dönüşümü gerçekleştiği takdirde, en büyük dönüşüm yüzde 63 ile teknoloji yetkinliklerinde gerçekleşecek. Aynı şekilde sosyal yetkinliklerde yüzde 22, ileri seviye bilişsel yeteneklerde ise yüzde 7 artış bekleniyor. Bu kapsamda Temel yetkinlikler yüzde 10, fiziksel yetkinlikler ise yüzde 8 oranında daha az kullanılacak. 

2030’da Sektörlere Göre İş Gücü Değişimi

McKinsey’nin ortaya koyduğu çalışmaya göre sektörler bazında iş gücünde önemli değişiklikler olacağı da öngörülüyor. 2030’da Tarım, Ormancılık, Balıkçılık ve Avcılık sektörlerinin iş gücünde yüzde 11 küçülme görülürken, Perakende, Satış ve Hizmet sektörlerinin iş gücü  yüzde 31 oranında artış gösterecek. İdari işler ve destek hizmetlerinin ise 2030’da iş gücü bakımından yüzde 45 düşüş yaşaması bekleniyor. 

Yeme-içme ve konaklama, sağlık bakım ve sosyal yardım sektörleri de iş gücü bakımından sırasıyla yüzde 19 ve yüzde 39 artış gösterecek.İş gücündeki artış ile dikkat çeken bir diğer sektör de Sanat ve Eğlence sektörü. Çalışmaya göre sanat ve eğlence sektörü, iş gücü bakımında yüzde 30 oranında artış gösterecek  Toplantıda İşlerin yüzde 30 oranında otomatize edilmesi sonucu insanların daha fazla zamana sahip olacağı ve bu sayede Turizm, Sanat ve Eğlence  sektörlerinin büyüme yaşacağı da vurgulandı. Sağlık ve Bakım sektöründeki büyüme ise Türkiye’in demografik yapısı ve yaşamın uzaması ile ilişkilendirildi.

Robotların, yapay zekanın ve otomasyonun, iş gücüyle entegre olmaya başladığı bu yıllarda, McKinsey’nin çalışması bana kalırsa oldukça değerli ön görüler bulunduruyor. Toplantıda, Türkiye’nin sürece uyum sağlaması için şirketler, birlikler, devlet ve kamu kurumları, eğitim kurumları, bireyler ve liderler için bir yol haritası da sunuldu. Raporun tamamı bir süre sonra McKinsey&Company Türkiye’nin sitesinde yayınlancak. Şimdilik raporun özetine site üzerinden ulaşmanız mümkün.